
Yüksel, “2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününde Otizmin Farkındayız.”
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü Dolayısıyla, Fethiye Otizm Derneği Başkanı Fatma Dilek Yüksel, basın açıklamasında bulundu.
Fethiye Otizm Derneği Başkanı Fatma Dilek Yüksel, “2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir.
2 Nisan’da başlayan “Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, bu konudaki farkındalığın artırılması ile erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.
Otizm Spektrum Bozukluğu; belirtileri yaşamın erken döneminde merkezi sinir sistemi gelişiminin farklılaşması ile ortaya çıkan nörolojik bozukluklardır. Erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Otizmin sebebi halen bilinmemekle birlikte tıbbi araştırmalar genetik faktörler ile birlikte çevresel faktörlerin de rolü olabileceğini göstermektedir.
Sessiz, içine kapanık, nasılsa konuşur gibi bazı yanlış inanışlar ya da toplum tarafından damgalanma kaygıları otizmli çocukların tanı ve tedavisinde gecikmelere yol açabilmektedir. Unutulmamalıdır ki Otizm, ne kadar erken yaşta tanınır ve uygun bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu sonuçlar alınan bir bozukluktur.
Otizm ismi aynı olsa bile her çocukta farklı belirtilerle görülebilir, her çocuğun klinik görünümü, tedavisi ve ilerleyişi aynı olmaz. En etkili tedavi yöntemi otizme yönelik özel eğitimdir. Otizmle mücadelede erken tanının ve eğitimin tedavi sürecinde hayati öneme sahip olduğunu asla unutmamalıyız.
OSB süreğen bir bozukluktur. Uzun süreli takip çalışmalarında OSB bireylerin 2/3’ü kendilerine bakamaz ancak 1/3’ü bağımsız hayat sürdürebilir.
Otizmli birey aileleri olarak, çocuklarımızın sağlığına ve geleceğine dair endişelerimiz günden güne artıyor. “Benden sonra çocuğuma ne olacak; kim bakacak?” sorusu hayatlarımızda hep varken; hayatımızı ve çocuğumuzun hayatını nasıl yöneteceğimizin derdine düşüyoruz.
Ayrıca Nisan ayında yapılacak etkinliklerin önemli hedeflerinden biri de ulaşabildiğimiz kadar çok insana ulaşıp otizmi anlatabilmektir. Bu konuda 7’den 70’e her vatandaşımızın belli bir bilince sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Ailelerimiz, sırf insanların tepkilerinden çekindikleri için çocuklarını dışarıya çıkarma konusunda çekingen davranmaktadır. Bu noktada sadece bu sürece dâhil olanlar değil yakın çevreden başlayarak sınıftaki öğretmenden okul müdürüne, otobüs şoföründen çay bahçesindeki garsona, hastanedeki memurdan marketteki kasiyere kadar hemen herkesin otizm konusunda belli bir farkındalığa sahip olması gerekir.
Sonuç olarak; otizm, henüz etiyolojisi tam olarak belli olmayan ve kesin çözüm veren tedavisi olmayan yaşam boyu devam eden bir farklılıktır. En iyi sonuç, Otizmin tanısının 3 yaşından önce konması ve tedaviye başlanması, erken teşhis ve erken eğitim programları ile sağlanabilmektedir.
Acil eylem planı için gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
- Ülke genelinde erken teşhis altyapısı tüm vatandaşlara eşit olarak sağlanmalıdır.
- Erken tanı için otizm müdahale protokolü hazırlanmalı ve uygulanması sağlanmalıdır.
- Teşhis sonrası aileye psikolojik destek sağlanmalı ve kendilerini bekleyen süreçler hakkında bilgilendirme/yönlendirme yapılmalıdır.
- Yerel yönetimlerin “Gündüzlü ve Geçici Bakım Merkezleri” oluşturmaları sağlanmalıdır.
- Öfke krizi geçiren otizmliler için 112 Acil Yardım Hizmetleri kapsamında müdahale edebilecek ekipler oluşturulmalıdır.
- Başta büyük şehirler olmak üzere, çocuk ve yetişkin yatılı psikiyatri klinikleri oluşturulmalıdır.
- Kaynaştırma/Bütünleştirme öğrencilerine “Kolaylaştırıcı Personel” uygulaması için ilgili bölümlerde eğitim gören lise ve lisans öğrencileri zorunlu staj uygulaması ile kullanılabilmeli. Böylece ülke genelinde yaygınlaşması sağlanmalı ve sosyal adaleti içerecek şekilde maliyeti ailelere yüklenmeden uygulanabilmelidir.
- İş Kur danışmanlık hizmetleri otizmli bireyleri de kapsayacak şekilde genişletilmeli; “Destekli İstihdam Uygulama Uzmanları” yetiştirilmeli; işyerleri ve işverenlerin destekli istihdam konusunda bilgilenmesi ve işbirliği yapması sağlanarak otizmli bireylerin istihdam oranları artırılmalıdır.
- EKPSS’de özel gereksinim durumları göz önünde bulundurularak mevcut haliyle adil olmayan sınav sisteminin acilen düzenlenmesi sağlanmalıdır.
- Otizmli bireylerin yasal mevzuatta tanımlı haklarından; kişi ve kurumların inisiyatiflerine bağlı olmaksızın yararlanabilmesi için uygulamalar denetlenmeli; haklara erişimin önündeki engeller tespit edilerek gerekli önlemler alınmalıdır.
- Otizmin olmazsa olmazı özel eğitimin büyük ölçüde gerçekleştirildiği rehabilitasyon merkezlerinin eğitim personelinin ve verilen eğitimin niteliğinin artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalı; özel eğitim desteği süreleri mutlak suretle artırılmalıdır
İşte tam da bu bağlamda eylem planında bahsettiğimiz “Yerel yönetimlerin “Gündüzlü ve Geçici Bakım Merkezleri” oluşturmaları sağlanmalıdır.” Maddesini Fethiye Belediyemiz duymuş ve kulak vermiştir. Başkanımız Sayın Alim Karaca Fethiye Otizm Parkının yapımı için ekibiyle tüm hazırlıkları yapmış ve parkımız yapım aşamasına gelmiştir. Parkımızın yapım aşamasını hayırsever iş insanı Niyazi Mete üstlenmiştir. Kendilerine teşekkürlerimizi bir borç biliriz. En kısa zamanda parkımıza kavuşmayı bekliyoruz.
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık gününde Otizmin farkındayız. Teşekkürler.”