0 0
Read Time:2 Minute, 8 Second

Fethiye’de bir grup kadın, “25 Kasım Kadına Şiddetle Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla sloganlar atarak yürüyüş gerçekleştirdi.

Çeşitli STK, Kadın Dayanışma Platformları ve bazı siyasi parti temsilcilerinin bir araya gelmesi ile Fethiye 1 Nolu Sağlık Ocağı önünde toplanan grup Fethiye Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi’ne kadar sloganlar atarak yürüdüler.

Fethiye Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi’nde, günün anlam ve önemini belirten basın açıklamasını Kadın Platformu adına Nuray Pektaş gerçekleştirdi.

Kadına, çocuğa, hayvana doğaya şiddete karşı ses çıkarmak için bir arada olduklarını belirten Nuray Pektaş açıklamasında, “Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını ve en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi” dedi.

Nuray Pektaş, “Bugün 25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele gününde dünyanın her yerinden kadınların alanları doldurduğu gibi bizler de Fethiye’de kardeşlerden aldığımız mücadele azmi ve kararlılığıyla, kadına, çocuğa, hayvana doğaya şiddete karşı ses çıkarmak için buradayız, bir aradayız.

Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını ve en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. 2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk cinayetleri, çocuk istismarı arttı ve daha çok kadın, erkek şiddetine maruz kaldı. Geçtiğimiz yılın 25 Kasım’ından bu yana AKP-MHP iktidarı kadına aile dışında var olma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü. Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı.

Bunun sorumlusu her zaman söylediğimiz gibi şiddeti meşrulaştıran saray iktidarının ve onun ortaklarının ta kendisidir. Bir gecede İstanbul sözleşmesini fesih ederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına dönük politikalar geliştirmediği gibi var olanlara saldırarak, medeni kanunu tartıştırarak, erkek yargının cezasızlığıyla siz besliyorsunuz erkekliği Bir yandan da kamusal hizmetlerin niteliksizleştirilmesi ve özelleştirme politikalarınızla, yarattığınız çetelerle yeni doğmuş bebekleri öldürüyorsunuz. Derinleşen yoksulluğun bedelini de kadınlar ödüyor. İlk gözden çıkarılan, iş verilmeyen kadınlar oluyor. Yaşlı ve çocuk bakımı omuzlarımızda büyük bir yük haline gelmişken yeterli kreş ve yaşlı bakım hizmeti bulunmuyor. Kadınlar iş hayatının dışına itilerek eve hapsedilmek isteniyor. O evin içerisinde de psikolojik, ekonomik, fiziksek şiddetle burun buruna yaşıyor.

İş yerinde tacize, mobinge uğrayan biz kadınlar, bir de erkeklerden daha düşük ücretlerle çalıştırılarak emek sömürüsüne maruz kalıyoruz. Çocuklarımızın beslenme çantasına ne koyacağını düşünenler de bizleriz, pazardan en ucuza ne alacağını düşünen de bizleriz. Yani ekonomik şiddeti doğrudan yaşayan yine bizleriz.

Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz.”

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %